Turizm sektörü ülkemizde ihtiyacı olan, hak ettiği ilgi ve desteği uzun yıllar görmedi: Almadan vermek Allah'a mahsus!
Uzun yıllara dayanan deneyimlerim çerçevesinde miladı 2018 yılının Ağustos ayı olarak alıyorum. Çünkü dövizin kıt olduğu / dalgalandığı veya beklenen girişlerin azaldığı dönem olarak bu yılı milat görürüm. Dikkat ederseniz o döneme kadar basında gerek ekonomi yönetiminde gerekse bugün turizme dikkat çeken tüm yazar çizer ekonomist / yorumcuların gündemine girememiş olan turizm sektörü bugün dillere pelesenk olmuş, dikkat çekilen spesifik sektör haline gelmiştir.
Turizm sektöründe ulusal farkındalık (birçok önemli finansal aktörler dahil) her şeyden önce dövize olan talep ve hangi kaynakların döviz girişi sağladığı meselesi ile başlamıştır. Sadece son 5 yıldan önceki basın yayını organlarındaki yorum / söylem vb içeriklere bakıldığında bu ilginin daha önce olmadığı net bir şekilde görülebilir.
Ayrıca, geç de olsa, bu farkındalığın oluşmuş olması oldukça kıymetlidir. "Geç olsun güç olmasın" derler ya. 2024 yılında 60 milyar dolar gelirle cari açığa nette en büyük desteği sağlayan sektöre biraz daha ilgi!
Her şey güzel de bu sektöre ne veriyoruz, ne alıyoruz ve gelecekte makro hedeflerde 100 milyar dolar gelir hedeflerken bugün finansallarını ne kadar destekliyoruz? "Almadan Vermek Allah'a Mahsus" derler ya! Ne ektik ki ne bekliyoruz?
Ekteki grafikte 2015 - 2025 arası turizm sektörünün en önemli bileşenleri olan konaklama ve restoran sektörünün kullandığı kredileri görüyoruz.
Benim tespitlerine göre, turizm kredilerinin toplam krediler içindeki payı uzun yıllardır yüzde 4 - 4,5 civarındadır. Turizm stratejik sektörse bu pay neden bu kadar düşük?
Konaklama / Restoran sektörünün payı da ekteki tabloda görülüyor...
Turizm sektörüne 100 milyar dolar bir gelir hedefi tanımlıyorsak, o halde sektör finansal desteklerde stratejik ve öncelikli olmalı. Hala ihracatçı olarak bile tanımlanmayan sektörü güçlü ve rekabetçi yapmanın yolu öncelikle finansmana erişim konusunu çözmekten geçiyor.
Bugün HIT 30'u (High Tech Türkiye) açıklıyor ve bunu gönülden destekliyorsak, neden "3S - 30" açıklayamıyoruz?