Yaz, yeni başlangıçların habercisidir derler. 2025 yazı turizmde güneşin, denizin, eğlencenin, huzurun, barışın ve bol kazancın habercisi olsun.
Sevgili dostum, deneyimli turizm gazetecisi Savaş Daş liderliğinde kurulan sektörel yayın organı “Turizm Ekonomi”ye öncelikle hoş geldiniz ve hayırlı olsun demek isterim.
Turizmci dostlar, bildiğiniz gibi her yıl geleneksel hale getirdiğim yıl sonu yüksek sezon analizlerinde gerçekleşen değerler üzerinden analizler yapar bu niceliksel ve niteliksel rakamlar üzerinden bir sonraki sezona ilişkin gözlem ve makro beklentilerimi siz değerli okurlar ile paylaşmış olurdum. (TG yayın organında bu analizlerimi bulabilirsiniz)
Bu yıl da aynı değerlendirmelerimi bu sefer 2025 yaz dönemi yani yüksek sezon için Antalya Rivierası için paylaşmak istiyorum. Neden hep Antalya’ya yönelik analizler yaptığımı da açıklamak istiyorum. Antalya sadece ülkemizin değil, Akdeniz çanağının ve dünyanın en çok ziyaret edilen yaz tatili kentleri arasında olup, Türk Rivierasının başkenti konumundadır. Küresel yaz tatili destinasyonları arasında öncelikle piyasa yapıcısı konumundadır. Ülkemiz turizm gelirlerinin ve ziyaretçi sayılarının önemli yüzdesi (tatil amaçlı ziyaretler) Antalya’ da gerçekleşmektedir. Toplam turizm gelirlerinin %35 ‘i Antalya’da yaratılmaktadır. Konaklamada yatak stokumuzun yaklaşık %40 ‘ı yine Antalya ilindedir. Kısaca yaz tatili turizmi denilince özellikle yakın coğrafyası (yaklaşık 4 saatlik uçuş odağında 1,5 milyarlık nüfusu kapsaması) tesisleri, eğlencesi, yüksek hizmet anlayışı, gastronomisi, doğası, tarihi, her şey dahil konsepti ve hizmet /fiyat dengesi ile vazgeçilmez bir aile yaz tatili destinasyonudur.
2023 ve 2024 yılları Antalya turizmini yormuştur. Rusya – Ukrayna çatışması/savaşı bölgesel etkisinin devam ettiği dış faktörler, bunun yanı sıra iç ekonomide yaşanan olumsuzluklar sonucu yeni para politikasının yansımaları, yükselen faizler, yükselen enflasyon, kurlardaki uzun süreli stabilite / baskı, fiyatlamada ve maliyetlerde belirsizlik hep baş edilmesi gereken sorunlar idi. Kurlardaki stabilitenin yanında yüksek enflasyon, işgücü piyasasındaki olumsuz gelişmeler sektörü oldukça hırpalamıştı. Her şeye rağmen 2024 yılında operasyonel karlılıklardan fedakârlık edilmiş ve sektör umutlarını 2025 yılı yaz sezonuna (yüksek sezona) taşımıştı.
2024 yılı yaz aylarında küresel yaz tatilinin en önemli kaynak pazarı Avrupa’da düzenlenen uzun süreli uluslararası spor etkinlileri ve sektörel sorunlar niceliksel sayılarda beklentileri tam karşılamasa da bir önceki yılın aynı dönemine göre niceliksel olarak % 6,6 büyüme ile yabancı ziyaretçi sayısında 13,1 milyon kişi / dönem olarak gerçekleşti. (Bu rakam sadece yabancı misafir girişlerini içermektedir.)
2025 yılına büyük umutlarla ve moralle başlayan Antalya fuarlardan umutla dönüyor, satış/pazarlama ekipleri gittikleri dış ülke workshoplarından iyi beklentilerle geliyorlardı. İstihdam sorunları, enflasyon ve kurlardaki baskı endişeleri bir tarafta yine de umutla bekleyiş devam ediyordu. Öncelik niceliksel pozitif başlangıç idi. Ancak sezon dışı veriler Ocak-Mart 2025 biraz can sıksa da bunlar geleceğe dönük gösterge olmaktan uzak veriler idi. Ana beklenti bir önceki yılın aynı dönemine göre niceliksel büyüme arkasından kurlarda daha fazla salınım. 2025 yılı bütçeleri yapılırken enflasyon verisi, kur tahminleri ( kamusal hedefler dikkate alındı ) yapıldı. Buna göre fiyatlamalar oluştu.
2025 yılına dönük en önemli belirsizlik kurlar nasıl seyredecek sorusuydu. Kamusal beklentiler 2025 için % 25’ler civarı devalüasyon (makro kamusal hedefler) idi. 2025 yılına USD-TRY 35,25 den, EUR-TRY ise 36,48 den başlamıştı. En çok konuşulan konu sorulan soru “yüksek sezona hangi kurlarla gireceğiz?” idi. Küresel tarafta ise ABD seçimleri sonucu politikalar korumacı ve milliyetçi bir akıma dönüşme eğilimde idi. Kısaca dış rüzgarlar başlarken gelişmekte olan G 20 ülkesi olarak para politikalarında yeni bir yolda olan ülkemizde risk unsurları ve kırılgan makro yapılar tehdit oluşturuyordu. Parasal dış kaynak/döviz ihtiyacı olan ülkemiz iç siyasi girdapların yanında ve dış ekonomik türbülansla bahşetmeye daha yılın ilk çeyreğinde başladı. Zorlu süreçler tüm küresel ticareti tehdit ederken ekonomik kapanma / durgunluklar en önemli sorun olmaya başlarken biz ülke iç siyaset riskini tavan yaptık ve tüm dengeleri bir anda bozduk. İlk tepki döviz ve faiz tarafından geldi. Akabinde ülke risk primi (CDS ) 240 ‘lardan 370 ‘lara kadar yükseldi.
Bono tahvil piyasasında sert yükselişler oldu. Dış faktörlerde uluslararası tarifeler tüm dengeleri altüst etti. Bir nevi ticaret savaşları gündeme oturdu. Bu ara önemli gelişme ABD ile AB para piyasalarında yaşandı. Yıla 1,034 ile başlayan ve 0,95 kadar ineceği beklenen EUR-USD paritesinde yön bir anda yukarı yönlü döndü aradaki politika faizleri neredeyse yarı yarıya olmasına rağmen EUR-USD bugünlerde 1,13-1,14 aralığında salınıyor. EUR-TRY’de ise 43’ler test ediliyor. 2025 Ocak ayından buyana EUR-TRY ‘de devalüasyon yaklaşık %18’ lere yaklaştı. Turizmciler yaz sezonu için EUR-TRY kurundan umutlanır oldular. Ancak şu unutulmamalıdır; para politikası halen kurları baskı altında tutmaktadır.
Bu artış tamamen EUR-USD parite etkisinden kaynaklanmıştır. 2024 yılı yüksek sezon EUR-USD parite ortalamasının yaklaşık 1,09 olduğu unutulmamalıdır. 2025 yılı yüksek sezonunda dış faktörlere göre EUR-USD paritesinin turizmcileri destekleyeceği yöndedir. Mayıs – Ekim 2025 EUR-USD parite beklentilerinin 1,14 -1,20 aralığında dalgalanacağı birçok yatırım bankası tahminleri arasında yer almaktadır. Ancak yıl sonunda ise bugünkü mevcut durum içerisinde 1,11 ler civarında tamamlanacağı genel kanı olarak ifade edilmektedir. Bu dönemde yabancı misafir giriş sayıları ile niceliksel olarak aynı zamanda oluşabilecek para piyasası parametrelerini yukarıda açıklamaya çalıştım. Kitle turizmin yapısı gereği niceliksel hareketlilik ve mevsimsellik içermekte olup çok önemli bir potansiyel (gelirler / misafir sayıları) yüksek sezon dediğimiz Mayıs – Ekim aylarında gerçekleşmektedir. Satış hacimlerin / gelirlerin yaklaşık %75-80’i bu aylarda oluşmaktadır. Oransal olarak yüksek satış hacminin bu aylarda oluşmasıyla birlikte gider kalemlerinin de çok büyük kısmı yine bu aylarda oluşmaktadır. Doğal olarak maliyetlerimiz, karlılıklarımız ve yüksek nakit giriş /çıkışları da bu aylarda oluşmaktadır.
Aşağıdaki tabloda, 2019 ile 2024 yılları arasında Antalya ili yüksek sezon yabancı turist giriş sayıları ve 2025 yılı tahminleri bulunmaktadır.
2025 yılı Mayıs – Ekim dönemi yüksek sezon için beklentim %11 – 13 büyümedir. Bu belirtiler kaynak pazarlarda ve piyasa yapıcısı büyük tur operatörleri ve havayolu şirketleri planlamalarına yansımış durumdadır. Her ne olursa olsun sektör oldukça dirençli hale gelmiştir. Ancak yapısı gereği de güvenlik ve sosyo-ekonomik olaylara olumlu olumsuz hızlı tepki veren bir sektör konumundadır. Bu durumda tüm aktörlerce kabul edilmiş bir gerçektir.
2025 sezonunda sektörün tüm paydaşlarının beklentilerinin karşılanması dileğiyle
"Hiç şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel yeridir”
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk