TUI’nin Güney Kıbrıs’taki ofisi tarafından partnerlere gönderilen ve Kuzey Kıbrıs için ‘işgal altındaki topraklar’ ifadesi kullanılan mailde; Güney Kıbrıs ile TUI’nin yaptığı anlaşma sonrası şirketin Kuzey Kıbrıs’a artık tur düzenlemeyeceği ve Kuzeyi tanıtmayacağı ifade edilmişti.
Mailin basına yansımasının ardından bir açıklama yapan Güney Kıbrıs Turizm Bakan Yardımcısı Kostas Koumis, TUI ile yapılan anlaşmanın Yeşil Hat düzenlemesini ihlal etmediğini ileri sürmüş ve KKTC'yi işgalcilikle itham etmişti. "İşgal altındaki topraklara tur düzenlemeyi teşvik eden hiçbir kuruluşla işbirliği yapmayız.” diyen Rum Bakan Yardımcısı "Bu konuda çok sayıda kuruluşla çalışıyoruz. Ancak iki tarafı ilgilendiren bir anlaşma hakkında açıklama yapmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Bu konuyla ilgili kamuoyuna açıklama yapmayı asla tercih etmiyoruz." ifadelerini kullanmıştı.
KKTC’den sert tepkilerin geldiği olay sonrası yeni bir açıklama yapan TUI Grubu, TUI’nin Kıbrıs’taki bir çalışanı tarafından gönderilen mailin ‘içerik ve biçim’ olarak TUI’nin pozisyonunu yansıtmadığı belirtilmişti.
Söz konusu çalışanın şirketin konumunu yanlış yansıtan, onaylanmamış açıklamalarda bulunmaması kanısında sözlü olarak uyarıldığı kaydedilen açıklamada “Elbette misafirler Kıbrıs'taki tatilleri sırasında istedikleri gezileri ve aktiviteleri özgürce seçebilirler. Kuzey Kıbrıs'ı içeren sayısız gezi paketi arasından seçim yapabilirler.” denilmişti.
TUI’nin son açıklamasının ardından Güney Kıbrıs Yönetiminin sessizliğe büründüğü belirtiliyor.
Kıbrıs Postası’nın Politis gazetesinden aktardığı haberde, Güney Kıbrıs Hükümeti ile Turizm Müsteşarlığının, TUI’den yapılan bu açıklamaya yanıt vermekten kaçındığı ve şimdi ne olacağının belli olmadığı ifade edildi.
Gazete, TUI ile Güney Kıbrıs makamları arasında imzalandığı söylenen, ancak TUI tarafından yalanlanan anlaşmanın, KKTC’de büyük tepkilere yol açtığını ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, Güney Kıbrıs’ı abluka siyasetine son vermeye çağırdığını anımsattı.
