Spor turizmi, seyahat sektöründe oyunun kurallarını değiştiren bir unsur haline geldi. Expedia Group’un son araştırmasına göre, spor temalı seyahatler günümüzde küresel turizm harcamalarının yaklaşık %10’unu oluşturuyor. 2025 yılı itibariyle spor turizminin 1,3 trilyon dolarlık (yaklaşık 1,2 trilyon euro) bir büyüklüğe ulaşması bekleniyor. 2026 FIFA Dünya Kupası ile İtalya ve Los Angeles’ta düzenlenecek Olimpiyat Oyunları gibi büyük etkinlikler, bu yükseliş trendini daha da hızlandırıyor.

Sadece maç değil, paylaşılan deneyimler

Censuswide tarafından Avustralya, Kanada, Fransa, Almanya, Japonya, Meksika, ABD ve Birleşik Krallık’tan 2 bin kişiyle yapılan bir anket, spor seyahatlerinin yalnızca etkinlik izlemekle sınırlı olmadığını ortaya koyuyor. Katılımcıların %35’i arkadaşlarıyla, %34’ü partnerleriyle, %33’ü ise aileleriyle seyahat ettiğini belirtiyor. Paylaşılan bu tür deneyimlerin yalnızca kalıcı anılar yaratmakla kalmadığı, aynı zamanda bireylerin zihinsel iyilik haline de katkı sağladığı belirtiliyor.

Kadın sporlarına ilgi artıyor

Futbol hâlâ dünyanın pek çok yerinde en çok ilgi gören spor dalı olsa da, kadın sporlarına yönelik artan ilgi dikkat çekiyor. Ankete katılanların %71’i erkek spor etkinliklerine katıldığını ifade ederken, 16-34 yaş grubunda bu oran daha dengeli hale geliyor. Genç katılımcıların %24’ü karma cinsiyetli etkinliklere, %12’si ise kadınlara özel turnuvalara katıldığını belirtiyor. Kadınlar Avrupa Şampiyonası, Rugby Dünya Kupası ve Solheim Cup gibi etkinlikler, bu gelişen pazara yönelik turizm fırsatlarını artırıyor.

Ramazan Aslan sektörü uyardı: Böyle giderse üç yıl sonra... Ramazan Aslan sektörü uyardı: Böyle giderse üç yıl sonra...

Seyahat tutkusu sınır tanımıyor

Gerçek spor tutkunlarının mesafe tanımadığı görülüyor. Katılımcıların %44’ü son spor etkinliği için yurtdışına seyahat ettiğini belirtirken, bu oran 16-34 yaş grubunda %56’ya çıkıyor. Kanada (%62), Almanya (%58) ve Fransa (%57) vatandaşları bu konuda başı çekiyor. Bu durum, özellikle genç kitlenin seyahat tutkusu göz önüne alındığında, turizm şirketleri için sınır ötesi fırsatlar yaratıyor.

Etkinlik dışında da birçok ziyaretçi seyahatlerine farklı aktiviteler ekliyor. Bir günden fazla kalanların %60’ı, etkinliğin yapıldığı yer dışında en az bir kez konaklama değiştirmiş. Katılımcıların %30’u yakındaki popüler destinasyonlara, %20’si ise bir saatten fazla uzaklıktaki rotalara yönelmiş. %20’lik bir kesim ise daha az bilinen, alternatif güzergahları tercih etmiş. Öte yandan, konaklama yapanların %81’i küçük çaplı keşiflere çıkmış: %45’i çevreyi gezmiş, %30’u ülke içinde farklı bir şehri ziyaret etmiş, %21’i ise başka bir ülkeye uçmuş.

Yerel ekonomilere can suyu

Spor turizmi yalnızca tribünleri doldurmuyor, aynı zamanda yerel ekonomilere de ciddi katkı sağlıyor. Katılımcılar, son spor seyahatlerinde kişi başı ortalama 1.500 dolardan fazla harcama yaptıklarını belirtti. Bu rakamın içinde etkinlik biletlerine 300 dolar, uçak biletlerine 420 dolar ve konaklamaya 480 dolar düşerken, yeme-içme, alışveriş ve diğer aktiviteler için de ortalama 370 dolarlık bir harcama yapılmış.

Gelecek yıl spor etkinliklerine katılmayı planlayanların harcama beklentisi ise ortalama 1.200 dolar civarında. Bu durum, seyahat markalarının akıllı ve hedef odaklı stratejilerle bu pazardan daha büyük pay alabileceklerini gösteriyor.

Seyahat sektörüne yeni kapılar açılıyor

Expedia Group’un çalışması, spor turizminin sosyal bağları güçlendirdiğini, seyahat alışkanlıklarını dönüştürdüğünü ve turizm operatörlerine yeni fırsatlar sunduğunu ortaya koyuyor. Veriye dayalı pazarlama stratejileri ve kişiselleştirilmiş seyahat önerileriyle, markalar yalnızca uçak bileti ve otel rezervasyonlarında değil, yerel deneyim satışlarında da büyüme sağlayabilir.

Bu stratejiler sayesinde hem şirketler kârlılıklarını artırabilir hem de spor organizasyonlarına ev sahipliği yapan yerel topluluklara ekonomik katkı sunabilir. Spor turizmi, yalnızca bir sektör değil, aynı zamanda dünya genelinde bağ kurmanın yeni bir yolu olarak yükselişini sürdürüyor.


Telegram Turizm Ekonomi