Geride kalan son bir yılda müze ve ören yeri giriş ücretlerine üç kere zam yapıldığını belirten Antalya Kent Konseyi Turizm Grubu Başkanı ve NBK Touristik Genel Müdürü Recep Yavuz, turizmcilerin 1 Nisan 2023'te yapılan yüzde 100'lük zammın şokunu atlatmadan 1 Ağustos'ta ikinci zammın yapıldığını, 1 Mart 2024'te ise üçüncü bir zam yapılarak ücretlerin euroya endekslendiğini hatırlattı. Yapılan beklenmedik attışlarla Türkiye'deki müze ve ören yeri giriş ücretlerinin dünya ortalamasının üstüne çıktığını kaydeden Yavuz; 1 Nisan 2023 te 400 TL olan Efes ören yerinin  1 Mart 2024 te 1. 320 (yüzde 230),  aynı dönemde 200 TL olan Truva Ören Yeri'nin 891 TL ye, (yüzde 345), 400 TL olan Hierapolis Ören Yeri'nin 990 TL'ye (yüzde 147) ve 300 TL olan Göreme Müzesi'nin 660 TL'ye (yüzde 120) yükseltildiğini kaydetti.  

Sadece ören yerlerinin maliyeti 200 euroya yükseldi

Tur operatörlerinin ve acentelerin müşterilerle karşı karşıya gelmemek için yapılan ani zamları sineye çektiğini kaydeden Recep Yavuz "Buna belki sadece belli bir süre için katlanılabildi ama uzun vadede bu maliyetler yönetilebilir ve taşınabilir gibi değildi. Mesela klasik bir Batı Anadolu turu olan İzmir-Çanakkale- İstanbul- Bursa- Pamukkale-Kuşadası turunun sadece ören yeri maliyeti indirimli hali ile bile 150 euroya yükseldi. Buna özellikle Uzak Doğulu ve Güney Amerikalı grupların yaptığı gibi Kapadokya da dahil olunca yaklaşık ören yeri maliyeti 200 euro civarında gerçekleşti. Yabancı turistlere yapılan kültür turlarında ören yeri ziyaretleri genellikle programın ve fiyatın içindedir." ifadelerini kullandı.

Recep Yavuz, kendi bloğunda yayınladığı yazının devamında şu noktaların altını çizdi:

Klasik Anadolu turu ören yeri maliyeti 200 euroya yükseldi

"Kültür/Anadolu Turları 1000 ila 2000 km yol kat edilen, bir çok farklı şehir ve otelde konaklanan ve 7/24 rehberlik hizmeti sunulan çok maliyetli ve zahmetli turlardır. Fiyatı anormal artan ören yerlerinin üzerine konaklama, uçak, otobüs,  otoyol ve köprüler, rehberlik ve diğer giderler de eklenince bir kültür turistinin kişi başı maliyeti en az 1000 euroyu buldu.


Bu fiyatlarda ürünü oluşturup pazarlamak rekabet açısından  imkansız hale geldi. Zira benzer destinasyonlarda yarı fiyatına haftalık Kültür turları yapılabiliyor. Ayrıca ülkemiz büyük ve zengin bir kültürel mirasa sahip olduğu için mümkün olduğunca fazla ziyaretçiyi çekebilmek önemli. Bu yüzden Tur Operatörleri satış rakamını aşağıya çekerek, ilave hizmetler ve turlar satarak zararı kapatmaya ve fiyat rekabetinde geriye düşmemeye çalıştılar.

Artan fiyatlar üzerine tura dahil edilen ören yeri sayısı azaldı

Tur operatörü ürünü hazırlarken, otel, otobüs, uçak gibi kalemlerde kıran kıran pazarlık içindeyken ören yeri fiyatlarının belirlenmesinde böyle bir imkanı yok. Yeni fiyatlar tebliğ edilince biraz sesini duyurmaya çalışsa da pek dikkate alınmayınca pes ederek maliyetlerini düşürmenin yoluna gider. Nitekim bu yıl da öyle oldu. Acentalar tedarikçileri ile yaptığı kıyasıya pazarlıkların ardından, pazarlık yapamadığı ören yeri ziyaretlerini en aza indirerek çözümler bulmaya çalıştı. Yani tur içeriğini azaltılarak maliyetler göğüslenmeye çalışıldı.


Bir haftalık bir turda 10-15 ören yeri gezilirken, bu sayı oldukça aşağıya çekildi ve misafirlere bir çok ören yerini ancak isteğe bağlı ziyaret etme şansı tanındı. Yani turist ören yerine götürüldü ve sadece giriş ücretini ödeyene rehberlik hizmeti verildi ve ziyaret gerçekleşti. Bu durumda misafirlerde indirimsiz olan yüksek fiyatlı ören yerlerine mesela 40 euro Efes’e , 30 euro Hierapolis’e ödemekten imtina ettiler ve ziyaret sayıları gelen turist sayısı ile eşleşmedi.


Bunun sezon başında bu şekilde olacağını öngörmüş, samimiyetle olası gelişmeleri kaleme alarak 1 mart 2024 te yayınlamış ve 'yıl sonunda sonuçlarını görür, değerlendiririz' demiştim. Yıl sonuna bile kalmadan bu görülmüş olmalı ki, 2025 için zam yapılmayacağı kararlaştırılmış. Her zaman fiyat artışı kasanın dolacağı anlamına gelmiyor. Her ürünün bir doyum noktası, bir talep sınırı var.


Her ne kadar ören yeri ziyaretlerinde rekor kırılıyor haberleri dönem dönem gelse de , bunun Müzekart ile gezebilen yerli misafirlerden kaynaklandığını öngörebiliriz. Elimizde maalesef yabancı turistlerin ören yeri ziyaretlerine dair yayınlanan bir istatistik yok.


Görünen o ki artan turist sayısı ören yeri gelirlerine beklendiği gibi yansımadı. İki çarpandan bir tanesi yanıttı ve evdeki hesap çarşıya uymadı. Son bir yıl içerisinde üç kez zamlanan ören yeri girişlerine 2025 yılında zam yapılmayacağı müjdesi verildi ve hatta bu şimdiden açıklandı. En azından iyi bir haber. Ama ören yeri ziyaretlerinin artması için kesinlikle yeterli değil. Zira mevcut duruma göre değişen bir şey yok. Bu yaşadığımız sonuç zaten şimdiki koşulların bir sonucu. Acentaların ören yerlerini çoğaltarak programlarına dahil etmelerini gerektiren herhangi yeni bir durum söz konusu değil.


Artık acentalar da iç pazardaki gibi ören yerlerini hizmete dahil olmayanlar listesine aldılar. Ödeyen gezebilecek, ödemeyen uzaktan Göreme'ye el sallayacak.

Henüz geç değil... Önerilerim:

Ben 25 yıl profesyonel Tur Rehberliği yapmış bir turizmciyim. Hayatımın önemli bir kısmı ülkemin dört bir tarafında yabancı turistlerle ören yerlerinde geçti. Ülkemize hayranlığın pik yaptığı yerler ören yerlerimizdir. Ne kadar çok yabancıyı ören yerlerimiz ve müzelerimizde gezdirirsek o kadar Türkiye sevdalısı turist yaratırız. O yüzden geçtiğimiz bir yıl içinde yapılan zamlarla turistlerin ören yerlerinden mahrum kalmasına en çok üzülenlerdenim. Bence karar vericilerle uygulayıcılar ortak bir masa etrafında ülke menfaati için en isabetli kararı verebiliriz. Ören yerleri sadece bir kazanç kapısı olarak görülmemelidir. Ören yerleri 12 ay ziyaret edilebilen ülke tanıtımının en önemli unsurlarıdır. Bu yüzden bazı ülkelerde ören yerleri ücretsizdir.
Eğer kültür turlarının artmasını, müze ve ören yerlerimizin daha çok ziyaret edilmesini istiyorsak, burada kayda değer birkaç hamle kaçınılmaz:

Turizm tahsisleri yönetmeliğinde önemli değişiklikler Turizm tahsisleri yönetmeliğinde önemli değişiklikler


1. Ören yeri fiyatları Acenteler için Türk lirası olarak belirlenmeli ve Euro'ya sabitlenmemeli.


2. Ören yeri fiyatları en azından durgun geçen Sonbahar ve İlkbahar döneminde daha makul fiyatlara çekilmeli. Ören yeri ücretleri Dünya genelinde yaklaşık 10 €-20 € ortalama da seyrederken bizde Efes, Truva , Pamukkale gibi en çok ziyaret edilen ören yerleri bu  rakamın iki misli seviyesinde.


3. Turizmi 12 aya yaymak istiyorsak,  kış ve bahar dönemlerinde gezen turisti ülkemize çekmeliyiz. Bunun için Ören yeri fiyatları bu dönemlerde daha düşük olmalı.


4. Emeklileri çekebilmek için bazı ülkelerde olduğu gibi 65 yaş üzeri turistlere Ören yerlerinde indirim ayrıcalığı sağlanmalı.


5. Ören yerlerinin bazıları ikili üçlü olarak paket olarak sunuluyor, ancak  bu uygulama farklı ülkelerden farklı programlarla gelen yabancı turistlerin gezmesine imkan tanımıyor. Her bir grubun ayrı ilgi alanı olduğu ve zaman sorunu yaşadığı gözden kaçırılmamalı. Örneğin Topkapı, Harem ve Aya İrene ile beraber sunulurken bu üçünü birlikte gezen turist pek olmayacaktır. Paşabağ ve Zelve birlikte tek fiyat olarak satılıyor. Oysa bir çok grubun Paşabağ’dan sonra Zelve ziyareti mümkün olmayabilir. Efes-Deneyim Müzesi birlikte sunulurken bir çok grubun zaman olarak Deneyim müzesini gezme şansı olmamaktadır. Truva ve Müze için de zaman sorunu var. Bu bağlamda ürünleri ayırarak yeniden ve tek tek fiyatlandırılması gerekir. Bu durumda ikinci ve üçüncü yerler daha az gezilir, ama  en azından ana ören yeri ziyareti artar.


6. Yapılması düşünülen zamların en az 6 ay öncesinde çalışılarak bildirilmesi Tur Operatörünün planlamasını kolaylaştırır.


7. Fiyatlar belirlenirken Tur Operatörlerinin de davet edilerek görüşlerinin alınması önemli bir katkı olur.